Lida'nın Yazıları
5 Aralık 2019
Sabah sabah iş arkadaşımın başına gelen olay bana aylar öncesi başıma gelen durumu hatırlattı. Aslında gayet insanoğlunun yapabileceği hatalardan. Anlayamamıştım, nasıl bu kadar büyütüldüğünü, ne ara bu art niyetin oluştuğunu; çırpınışlarımın görülmeyip aksine iletişimin tersine tersine gittiğini..
28 Kasım 2019
Daha on beş gün öncesi ailece bir pazarlama stretejisinin içinde kaldığımızda, bir daha böyle bir durumda kaldığımızda lütfen birbirimizi çok ciddi bir şekilde uyaralım. Eğer satıcı ilk etapta senin kara kaşına kara gözüne bir miktar indirim yapıyorsa ve hemen şimdi diye satış hızlandırıcı ayağa düşmüş pazarlama taktıklerini kullanıyorsa; arkana bakmadan uzaklaşmak gerek ordan. Şimdi düşünüyorum da bu denli duygularla oynamanın cezai bir yaptırımı olmalı. Çok ağır, çok kötü bu..
21 Kasım 2019
Oturup yazmayalı altı ay olmuş.. Bir website oluşturayım diyeli de beş sene olmak üzere...
Ara ara içime kapanmalar da yazmamı engelledi sanırım.. Şimdi nasıl kolay geliyor; masa üstü bilgisayarı, yaratılan ufak bir zaman ve kafandan geçenler.
Gözlemliyorum da ne kadar çok üç noktalarım arttı. Anlatmak istemiyorum çokta. Nasıl olsa bi arama ile bulamayacağın ulaşamayacağın şey yok ya..
17 Mayıs 2019
O haldeyim ki; her yaptığımın birden fazla mantıksal sebebi var.
Harekete geçmeden önce bir de yetmez ne kadar çok olursa sebeplerim kendimi daha güvende hissediyorum sanki. İyi de neye karşı..?
Bakıyorum; ne kadar merak etseler bile nedenlerimi, neden yaptığımı; açıkça anlatsamda algılayamıyorlar. Umursamıyorum da aslında, o algılayamayanın problemi diyip geçiyorum. Hatta aman algılanmayacak şimdi bu nedenler, çok uzun oldular gibi sebeplerle dilimin ucuna gelenleri yutuyorum. Sıkıştığımda ancak bütün nedenlerimi sıraladığımda, sağlam çarpıcı bir koz.
6 Nisan 2019
Bir aile geleneği gibi.. Görerek öğrenilem yanlış öğreti..
Balıkesire ilk geldiğimde farkettim. İsteyip istemediğin, yaptığın seçimi dile getirmiş olmana rağmen defalarca soruluyo, defalarca ısrar.. En sonunda seçtiğin şeyde kararsızlığın öyle çıkmaza giriyor ki ısrar edenin dediğine uyuyorsun. Bu geniş aileye girdiğimde o kadar hayatımı sarıp sarmaladı ki. Sonunda kendimi kararsız ve uyar köylü zannettim. Buna o kadar inandım ki, şaşılası..
24 Şubat 2019
Sen isteee...
Yağışlı bir günde bile güneş açıyor.
Teşekkür ederim Tanrım..
Sabah uyandığımda aklıma bana mırıldanmalık şarkılar gelir. Çok severim bu durumu. Bu sabah dilimin ucundaki pek depresif geldi, uyandığımda güneşi göremedim ya ondan herhalde.
23 Şubat 2019
Çok ilginç..
Onca yer varken neden orası?
Ya da onca kitap varken neden o?
Geçen sene ayyuka çıktı bu ilginç haller.
Çanakkale’ye gittikten sonra İlyada’yı okudum.. İkisi de sıraya tabi olmuş bişekilde denk geldi.
Az önce okuduğum romanın içinden Sümer tabletleri çıkınca ve fotoğrafın altındaki dip notu okuyunca dedim: Ey yüce Rab..
Gerçi o kitabın içinden neler neler çıktı, bir kısmından yoğun bahsettiği için içim şişti. Fakat bu tabletler ilgimi çekti.
23 Şubat 2019
Bu ara hep gözlerim doluyor biliyor musun.. Hep, zor tutuyorum.
Tutuyorum çünkü belli bir sebebi yok.
Bu yaptığım aptallık oldu, diyorum kendi kendimi zora soktuğumda üzüntüden bi ağlama geliyor.
Kendime acıyasım mı var ne..
Birde çok ilginç ama benim için çok olağan hale gelmiş tesadüfler var. Aslında tesadüf diye bir şey yok ya. İşte tam bu noktada kendimi mutlu hissediyorsam demek ki öğrenmeye başladım diye de geliyor bi ağlama..
Koyuverip bi salya sümük ağlayasım var. Enerji boşaltımı gibi.. İyi de nedeen?
12 Aralık 2018
İş olarak yoğun bir Kasım ayı biter bitmez, film koptu gibi oldu. Merkür gerilemesi bitti ya, ondan dedim ama biraz ters oldu galiba. Aralığın bana ilk getirdiği; her ne kadar doğru ve kendime özel kullanmaya çalışsam da, yozlaşmaya başlayan facebook hesabımı dondurmak oldu. Zorlandım açıkçası bir iki gün ama sanılanın aksine aktivite haberlerini alamadığımdan. Sürekli bi etkinlikle karşılaşıp, onu aylık program içine sığdırmaya çalışmaktan yorulmuştum; yenilerden birhaber olmama rağmen ay boyunca yeterince doluyum zaten.
7 Aralık 2018
Açıkça yazmadan rahat edemeyeceğim anlaşılan.. Bunu tam iki kez yazıp sildim ve bu üçüncü.. Hâlâ aynı kelimeleri çok rahat bulabiliyorum, çünkü aylardır içime içime oturdu, elimi ayağımı bağladı.. Hep diyorum ya; ''Siz benim kadar saf, temiz olsanız, ah olsanız..'' diye. Al bir açık örnek daha..