Ana içeriğe atla

2 Ekim 2013

Bütün gün dayak yemişim gibiydi. 2 vitamin bile kesmedi o derece..
Evde olsam 2-3 gün paso yatardım, miskinlik.. Şimdi ise maksimum 10 saatim var uyumak için, tabi uyuyabilirsem..
Birde bayramdan sonra aralığa kadar sahaya çıkamayacağımı öğrenince yıkıldım. Büyük ölçüde, her geçen gün artarak ağırlığını omuzlarımda hissettiğim çuvalların sebebi de bu..

Tanıyan bilir; oldum olası malım çok kıymetliydi benim. Bana herşey olabilir ama malıma asla, o sağlam olmalı..
Adanadayken ''Yaa Tanrının yaptığında bile kusur oluyor hatta en sonunda yitip gidiyor, kulun yaptığında mı olamayacak.'' kafasındaydım.
Devran döndü, hayatımdaki bütün kul yapımı nesnelere aşırı korumacılığım kalmadı. Ama bu seferde hayatımdaki insanların kıymeti aşırı arttı. Yeter ki sevdiğim insanlardan ayrılmayayım. Bilerek kimseye belli etmesemde gözlerinin içine baktığım herkes kendi canımdan kıymetlidir benim için. (Bazılarının suratına bile bakmam yaa, bu sebepten) Büyük babam gitti ama bu durum değişmedi, bir türlü anlayamıyorum!. İşte iletişim kurma çekincemin sebebi, ya seversem..

İşe bak; ortam değiştirdim, yeni insanlarla tanıştım.. Sonuç 5-6 kişiyi çok sevdim ve onlardan ayrılmak istemiyorum. Durum değişikliğinden bu kadar etkilenir olduğumu bilmezdim, her geçen gün dahada farkına varıyorum.
En büyük hatam; o 3 kişiyi tanımak için uğraşmamalıydım, hep davranış psikolojisi merakımdan hep..
Yani en sevdiğim doğa deniz karşısında bile depresif takılabiliyorum ya pess..

Konak Sahili'nde

 

Odama çekildiğimde ise aklıma gelen:

Okulumu kazanmama sebep ÖSSye girdiğim okul dış cephe boyası -> TURKUAZ
Okulumun logosu -> TURKUAZ
Staj yaptığım şirketin logosu -> TURKUAZ
güzel tesadüf..