27 Ekim 2013
Mutlu, mutlu, mutlu pazarlaarr.. Boş geçmesin haaa!..
Karşımda Ege denizi ve sakin dalga sesleri, arkamda beni bekleyen müthiş brunch ve müzik sesi; tepemde ısıtan güneş, yanımdan gelip geçen hafiften üşüten rüzgâr..
Burası benim ilk, uyandığımda sadece deniz manzarası gördüğüm ve hayran kaldığım, pencereden sadece deniz görmenin ne demek olduğunu anladığım yer..
Eski aile dostlarının oğullarının düğünü sebebiyle İzmir'e gelmek gerekti. Önce Konakta yer bulunamadığına üzülmüştük ama burayı görürgörnez ü'sü bile kalmadı. (Kendi adıma desemde demesemde fark etmez sanıyorum)
Devam eden 1-2 ayın ilk hafta sonuda geldik, hatta ilk staj yeri araştırmalarına başlamak için kafamı hazırlamıştım, tabi İstanbul için..
Bir ay önce gelmeye niyetlendim ama korktum, belki boş pazar bulamadım belkide şehirde çok yeniyim ya ondan.
Şimdi laptopumu, kitabımı topladım geldim, saat ikiye kadar dedim ama bilmem artık kaçta giderim.. Nedense her gelişte Ören'e benzetiyorum burayı..
Narlıdere Sahili'nde