19 Mart 2014
Üst üste problemler gelmeye başladığında hata payını azaltmanın yegane yöntemi uzaklaşmak, zamana devretmek..
1) Çoğusu buna minnet etmemek der, ama minnet duygusu başka bir olgu, burda kullanılması sadece anlam kaymasından ibaret.. Benim için önemi yoksa, mantığım onun daha sonra kullanamayacağımdan yanaysa eğer birisinden bişey isteyemem, yapamam bunu!.. Direndim direndim ama sonunda mecburiyetten yaptım. Aslına bakılırsa hâlâ yapmasaydım keşke diyorum ama hiçbir şeyin zararı olamaz, elbet değerlendirim diyip vicdan rahatlatmasını öğrendim.
2) Kulağa gelen sözler var ya, ahh onu getirende de kabahat var.. Vay efendim, çok sert duruyormuşum, merhaba dese bile karşılık verecek bi tip değilmişim.. Bir yandan iyi haa.. Bana dedikodu yapacak, oyalayacak insan destursuz gelmesin yanıma. İki gün önce daha önceden göze aşina ama selam sabahımın olmadığı iki insanla tanıştım, manyak sevdim onları, sıfır iletişim problemi. Ama tanışma amacımız neydi? -Çalışmak, zaman yaratıp beyin fırtınası gerçekleştirmek, istek.. Hah işte bana bunlarla gelin arkadaşım, yüzüme merhaba diyecek en ufak cesaretleri yok .... adam mı yiyorum lan ben!!
Yaklaşık bir sene önce, selamlaşmamak için itinayla bana sırtını dönen adamın bile sırf gözünün içine bakabilmek için resmen 360 derece adamla beraber dönmüşlüğüm oldu. En son bilmem-ne Bey diye bağırarak gözünü görebildim. Sonuç; ben mesajımı ilettim, anladığınada çok eminim, ama birdaha benden ona değil selam, s bile çıkmaz.. Bu kıvam çok mu iyi? Bu mu beklenti?
Olaylar, yerler, zamanlar, kişiler, anlatım birbirinden ayrı yine de benim hepsini kapsayacak tek bir sözüm var: Eşek hoşaftan en anlar !! ('hoş laf' değil buradaki 'hoşaf')
Tanrı herkese cesaret versin...
Dip not: Bir kez daha anladım ki; yüreğimdeki sesin tarif ettiği yol izsiz, ıssız, meşakkatli de olsa diğer ataletten gelen stabil, bilindik yoldan çok daha iyi.. Yok, artık kesin, gerekirse plan bozarım yine de ataletime yenilmem.. yenilmemeliyim.