7 Ocak 2014
Duyular neden beş tane, haa?
İnandırıcılığın olması için en az iki-üç duyunun onayına ihtiyaç var.. Doğuştan ya da sonradan bir-iki duyuyu kaybedersek eğer yaşamak için üç-dört duyumuz olsun diye bence.. Herbirinin işlevi farklı ve önemli tabi tartışılmaz.
Doğuştan olan senin gücünle alâkalı, tıpkı büyük dağa çok kar yağması ya da büyük kolonun taşınacak yükün diğerlerine göre daha fazlasını üstlenmesi gibi..
Sonradan olan ise kullanıma göre yıpranma payıyla alâkalı, kazalar hariç tabi. Bu durumda en çok çalışan göz sonrada kulak, ister istemez çalışır. Tabi bakıp da görmemek, işitip de duymamak istemli-istemsiz tartışılır.. Eğer şanslı gruba girmiyorsan bu ikisiylede uğraşırsın, muhakkak.
Velhasıl tam iki hafta önce sapı kırılan gözlüğüm geldi.. Sevinsem mi üzülsem mi.. Balıkesirdeki gözlükcümün yedek gözlük önerisini ilk seneler uygulayamasamda bu iki hafta için çok işime yaradı..
Gözlük kırıldı ben akşamına İzmire -ilk kez- doktara gittim, iki gözlük arasındaki az bi fark bile baya mide bulandırdı. Şimdi gözlüğüm geldi yine akşamına -ilk kez- derse gidicem. Hayırlısı...
Bu arada iki haftadır hergün sesimi kaydedip bir öncekinden iyi oluşunu gördükce mutlu oluyordum; doktorum ''yediklerin içtiklerin sesi bozar, dikkat edilmeli özellikle alkol çok kötü yapar, içmemelisin.'' demişti. Akşam dayanamayıp az biraz kaçırdım.. Ama bu kadar olacağını tahmin etmezdim, çok üzüldüm yaaa, resmen 13 günlük çalışmamın içine ettim... Dünkü hâline bari gelsin diye çift egzersize geçtim o derece, yasak olanın cazibesi beni haşat etti...