Ana içeriğe atla

21 Ağustos 2014

Hayalimdi..
1990'da alınan eve 2007'de taşınınca hayalime çook yakın olduğumu anlamıştım. Kısmet bu güne imiş, yıl 2014..
Sıcak-serin malüm sinekler az bi hava, açık yıldızlı bi gökyüzü.. Balkonda şezlong olabilen rahat bir sandalyede başının altında yastık, üstünü örten pike ve elinde internet bağlantısı olan bi teknolojik alet.. İşte saadet..
Yanlız bir şey fark ettim: daha hayalimde canlandırırken ufak ama aslında önemli bir ayrıntıyı atlamışım.. (Bunun sebebi büyük olasılıkla benim "o psikoloji, nasıl olurdu" bazlı düşünmemden.)
Manzara.. Evet yaa, buna önem vermemiştim, nasıl olsa hava karanlıktı amaa. Aslında maymun gözünü İzmirde bir gece için yer ayarlayamayıp Narlıderede kalmak zorunda kaldığında açtı; o zaman denize sıfır manzaranın nasıl bişey olduğunu anladı..
Şu anki durum (itiraf etmek gerekirse ben bunuda çok seviyorum) işlek bir yol ve diğer tarafında tarla.. Yani ağustos böceklerinin sesine eşlik eden ses asfalttan çıkan değil de sudan gelen olabilirmiş..
Tuhaf olan; üzerinden yıllar geçmiş olsa bile kurguladıkların o kurgularken dikkat etmediğin noktasına virgülüne kadar gerçekleşiyor.. Yazık ki; bu duruma defalarca şahit olan birisi hâlâ kurgulamada eksiklik yapabiliyor. İşte galiba, tam da bu duruma deniyor: İnsanlık hâli..

Burhaniye Ören'de