Ana içeriğe atla

4 Mayıs 2017

Cümleler gelmez mi, geliyor tabi peş peşe.. Türlü bahanelerle kafanın içinde atlata atlata. Bi bakmışın alışmış içerde kalmaya, dışarı aktarasın yok.. 

 

Bu ara okumaya kaptırdım, metroda bile okur oldum, her boş anda bir iki paragraf... Kitap fuarında coşupta aldıklarımı yarıya indirene kadar tam gaz gider gayı. Bu sefer farklı bişeyler oldu.. Ben yine sevdiğim yayına, sevdiğim türe gittim ama... Kültürüne hayran olduğum insanlardan birinin, doktorumun tavsiyesine uydum. Daha önce hiç uğramadığım bi standa gittim. Bide internetten ilgili yorumları da araştırdım ha.. On - on beş dakika sonra "Ben bu okuduğum roman niye okuyorum ki? Hiç mi bilgiye yönelik değil okuduklarım? Boşuna mı okuyorum?" diye sorgulamaya başladım. Tabi başlarda çok acımasızca sorgulama oldu, sonuçta her şeyin bir faydası var.. Baktım elimdeki kitap sıkıcılaştı, yavanlaştı, sıradanlaştı.. Şimdi düşünüyorum ki; Lida okumada bir adım atı. Belki biraz geç kaldı, ama yaptı.. Roman konusunda daha daha seçici olacağım sanırım.

Bu gün öğle vakti saçma bi ağırlık çöktü, kımıldayasım yok, bi o yana kaykılıyorum bi bu yana.. Bişey dürttü kalktım yerimden. Kendime geldiğimde karşımda şevkli bi sanat tarihçi, hani şu ha diyince anlaşılmayan şey sanat, bi de onun tarihçisi oluyor ya, çift katlı karışık;  konu sanat, önümde yaşadığım şehirle ilgili bir sürü kitap; kafamda sürekli dönen "Hakket lan, hiç bir bilgim dolayısıyla fikrim de yok ki lan." .. Evet, kendisinin teşvikiyle şu bi başıma keşfettim dediğim şehir hakkında bilgi sahibi olmaya karar verdim, sanat tarihçinin ofis masasının üzerindeki kitaplara dadandım.. Di mi, öğle arası polisiye roman peşinde koşmaktansa hergün karşılaştığım konu daha iyi.. Derken eve dönüş yolunda aklıma geldi: Ben hangi yaşadığım şehirin tarihini tam olarak öğrendim ki.. Biraz Erzurumu bilirim ilkokul döneminde iyi işlenmişse demek ki. Şehir ancak yaşayarak öğrenilir, çok fazla etkeni ve devamlı bi canlılığı olduğundan. Deneyimime göre dört sene yeterlidir de, tabi bu İstanbul için sekiz sene az bile olabiliyor. Kalıba soktuğum istatisliklerime rağmen benim yandan yemiş dediğim İzmir de büyük bir şehir sonuçta.. Bu üçüncü senem ve öğreneceğim galiba.. Tuhaf değil mi..