30 Mart 2014
Monotonluğu sevmiyorum derken dalga boylarını mı yükseltiyorum acabaa.. Aslında son zamanlarda herşey fazla normaldi, belki sadece bu sebepten hakettik ya da sıra buna geldi..
Geçen gün okulda bir arkadaşın benim geçtiğim kendininse kaldığı bir dersten pek bir hayıflandı. O zaman fark ettim; tamam çok başarılı olduğum söylenemez, tamam herkesin bi sıkıntısı var ve kendine çok ama kimseyle kıyaslanacak biri de değilim ben.. Bir bakmışsın göklerdeyim, bir bakmışsın yerin dibinde, ama ortası yok; üzücü.. Zaten bir kere uca gitmeye gör, sonrası bir uçtan bir uca..
Öyle korktumki bu sabah; daha iki sene bile olmadı "eve döneceğine inanan tek salak ben miydim, bu kadar mı kördüm" diyeli.. Yine benzer bi durum ve ben yine inanıyordum. İşte korkutucu yanı da bu ya, yine mi görmüyorum. Ama benim hâlâ umudum var, iyi olacak, iyi..
Her seçimde bir eksilmeye başladık. Nolur bu haneden bir kayıp daha olmasın, nolur..
Bu arada şu yatıp uyuyan refakatçılara hayret ediyorum, ben evimde kalmama rağmen iki gündür maksimum iki saat uyuyabiliyorum..
+Bir daha yolmayacağıma söz verdiğim tırnak kenarlarındaki derileri de yolmaya başladım tekrar, sıkıntı sayısı bir elin parmak sayısını geçti. Evet görüntü kötü ama her yaşadığının kendi kişiliğimle bağlantılı izleri olur bedeninde, bazen istesen de istemesen de..