16 Şubat 2017
Keskin fikirlerini yine aynı keskinlikle dile getirdiğinde, gün olup her fikirin gibi keskin olanları da değişime uğradığı zaman dönüşün olmuyor.
Dönüş.. Değişim normalse dönüşte o kadar normal halbuki..
Keskin fikirlerin dönüşümündeki süreçle kimse ilgilenmiyor ve ikisinin zıtlığı emsal olarak üstüne yapışıyor.
Gel de insanların dediklerini önemseme.. Önemsemenin yapılabilirliğini geçtim, abartmamak kaydıyla topluluğun içinde gayet olması gereken diye düşünüyorum. Az miktar yararlı yani..
Severek yaptığım şu işte bile başıma neler geldi, keskin olmamaya çalışıyordum oysaki..
Tamamen mantıksal olarak deşarj yöntemimi o dönem kolayıma gelen şekilde yönlendirdim. Günlüklerimi sosyal medyaya aktardım ve tabi bunu sınırlı arkadaş çevremin bile ilgi gösterip okumadığını düşünerek.. Kısa zamanda Lida hislenip hislenip yazıyor denildi, diyenler arkadaşlarım olduğu için bu kadar kibar olduklarını düşündüm ve bende kabul ettim. Bir süre sonra alışkanlık kazandım; her zaman yanımda olan telefon klavyesi ve kafandakileri anında yaz paylaş inanılmaz kolay ve rahatlatıcıydı.. Ben iki, bilemedin üç kişi okuyor zaten diye düşünürken inanamadığım kişilerden inanamadığım iltifatlar, fikirler, teklifler duydum. O kadar inanılmazdı ki hâlâ tek tek hatırlıyorum, hatta yazıyorum. Dev mutluluk.. Sadece deşarj amaçlı kendime iyilik, her kafada ayrı projeye dönüşmeye başladı. Dönüştürme yanlısı olmasamda hepsini istem dışı değerlendirmeye aldım ve ya devam ettiremezsem ya ilgiyi yüksekte tutmayı başaramazsam ya istediğim şekilde konuyu toplayamazsam gibi şimdi çok saçma kopuk, aslı olmayan bulduğum korkular belirdi kafamda.. Sonunda da bu korkular ayaklarımın titremesine sebep oldu.
O inanılmaz zamanların içinde tam kendime göre bir yeni adres oluşturmaya karar verdim, teknik desteği ailemden aldım ve klavyeyle yazdıklarımın hepsini yeni adresime aktarmaya başladım bir heves. Açıkcası tahminimden daha çok done varmış ve hepsini tek tek düzenlemeye tabi tutunca harcanan zaman devasa oldu. Şimdi hata olarak gördüğüm; yenileri eski sistemle yazıp eskileri bilgisayar başında habire aktarmaya çalışma gibi baya saçma bi döngünün içine girdim. Ama benim kendi adresime geçme cesaretim olan o iltifatların sebebi o yazıları bırakamazdım.. Bırakmamaya çalıştım, bu sayede yeni adresimede alışamadım. O kadar çok ayrıntısı var ki ha deyince zaman ayıramadım; eskilerle uğraşamıyorum artık dediğimde bile gayri ihtiyari eski sistemle yazıp kesip yeni adrese aktarıyordum. Böyle böyle kurudum, yazamaz oldum; artık kafamda kuruyordum, hatta çenesi düşük biri oldum, iki cümleyi yan yana yazamaz hale geldim.. Yeni yazı yok.. Yeni adrese girip okuyan yok.. O güzel övgülerin harareti yok.. Bende gram istek yok.. Yok yok yok.. Yoklara takılıp kaldığım dönemi zor atlattım.. Kendimi suçluyorum aslında, ben yaptım bunu. Herkesin okuduğunu düşünmüyordum, okuyor olduklarını gördükçe beğenilmeye kaptırdım kendimi. Öyle bişey yaptım ki, şimdi yine kimsenin okumadığını düşünüyorum, ama bu sefer beğenilme duygusunun üstüne fark edilmemek kötü hissettirdi.. Kafamdakiler çok nadir peş peşe cümleler haline geliyor, yazarsam eğer ben çok beğeniyorum; tam taşı yerine getiriyorum fakat kimse görmüyor bile.. Olaya bak kendi içimde bile nereye geldi.. Tamam beğenilmek çok güzel şey; iyi de ben böyle başlamamıştım, hatta korkularımın temeliydi bu. Vay canına göz göre göre ne oldu böyle.. Beni mutlu eden eylem, huzursuz eder oldu, amacından saptı..
Bunu sadece deşarj amaçlı hale getirmem gerek, ancak öyle güzel ve yapılabilir bir eylem. Duygusal boyutunu cepte görüp mantıkla yön verdiğimde özüne aykırı oldu ve yazamaz oldum işte bak. Sen yeterki istikrarla yap, mutlaka iyiyi yakalayacaksından yola çıkarak, her gün yazmamı sağlayacak yeni motivasyon kaynağı aradım, bulmak zor olmadıda.. Her gün en hareketli saatimi düşündüm ve o saatte fotoğraf paylaşmaya hatta yanına o anki kafamdan geçenleri yazmaya başladım. Ne yazıcam ki şimdi, daha müsaat olduğum zamana kalsın diye diye yazma kısmı birkaç gün sürdü tabi. Ama #saataltıfotosu diye hoşlandığım bi alışkanlığım daha oldu..Artık en sevdiğim dolma kalemim, renkli mürekkebim ve defterimi devamlı yanımda taşımama rağmen çok çok nadirde olsa durumumu, planlarımı yazıyorum mesela; otantik motivasyon çok iyi geliyor.. Yazmak güzel, özü daha güzel..